EN YÜKSEK MİNERAL
Doğadaki tüm tuzlar, yalnızca bulunduğu kaynakların minerallerini taşırlar. Himalaya Dağları, 300 Milyon yıl önce Avrasya ve Hint tektonik plakalarının çarpışmasıyla meydana geldi. Arada kalan okyanus milyonlarca yılda güneşte kurudu ve tuzunu dağın eteklerine bıraktı. Milyonlarca yıldır devam eden tektonik basınç sayesinde tuz kristalleşti ve günümüzün kristal kaya tuzu halini aldı. Himalaya Tuzu, sadece bir bölgenin minerallerini değil; dünyadaki tüm mineralleri barındıran ilkel okyanus tuzundan evrilen bir kristal kaya tuzu olması sayesinde suda çözünebilen tüm 84 minerali de içermektedir.
EN YÜKSEK BİYO-YARARLANIM
Oluşumu sayesinde dünyadaki en yüksek mineralli tuz olmasının yanı sıra, bu minerallerinin kullanışlılığı da Himalaya Tuzu’nu eşsiz kılmaktadır. Himalaya Dağları, dünyada en çok tektonik basınca uğrayan bölgelerindendir. Bu basınç, minerallerin tuzun kristal kafes yapısına nüfuz etmesini sağlamaktadır. Hücrelere ulaşamaya gıdalar metabolize edilemez. Dünyanın başka bir yerindeki herhangi bir tuz çeşidi bazı minerallere sahip bile olsa hücrelerimize nüfuz etmesi için gerekli tektonik basınca maruz kalmadığı için biyo-yararlanımı Himalaya Tuzu kadar yüksek olamamaktadır.
EN TEMİZ COĞRAFİ KOŞULLAR
300 milyon yıl önce kurumuş okyanusun ne kadar temiz olduğunu tahmin edebilirsiniz. Bu okyanusun tuzu, milyonlarca yıldır sarp kayalıklı Himalaya Dağlarının derinliklerinde muhafaza halinde kristal kaya halini almıştır. Mikro-plastik içermemesi bu sayededir. Himalaya Tuzu’nun elde edildiği bölgelerin yakınlarında şehirleşme veya endüstriyel kirlilik bulunmamaktadır. Bölgenin Himalaya Tuzu’nun yalnızca geleneksel el yordamı yöntemleriyle çıkarılmasına izin verilen yasal koruma statüsünde olması, onu bu anlamda özel kılmaya devam etmektedir.